•  
  •  
  •  
  •  

YAYINLARIMIZ

  • İBRANAME DÜZENLENİRKEN İŞVERENLERCE DİKKAT

    EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
    Mustafa BAYSAL*39

    1. GİRİŞ

    İş Kanunu bakımından ibraname, işçinin işverenini alacakları bakımından akladığı ve ondan alacağının kalmadığını beyan ettiği bir belge türüdür. Gerek işçi ve gerekse işveren açısından önemli sonuçlar doğuran ibraname düzenlenmesine dair esaslar, Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlerle birlikte ele alınmalıdır.
    2012 yılında yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunundan önce ibranamelere ilişkin esaslar Yargıtay içtihatlarıyla belirlenirken, Türk Borçlar Kanunuyla beraber yasal olarak esaslar ortaya konmuştur.
    Bu makalede; ibranamenin tanımı yapılacak, Türk Borçlar Kanunu öncesinde ibraname düzenlenmesi ile kanundan sonra düzenlenecek ibranamelerin taşıması gereken özellikler açıklanacak ve önemli Yargıtay kararlarına yer verilecektir.

    2.  İBRANAME

    Türk Dil Kurumuna göre “aklama belgesi” anlamına gelen ibraname, iş hukukunda işçinin işten ayrılması durumunda işvereniyle arasındaki alacak ilişkisinin sona eren kısmını gösteren bir evraktır. Uygulamada, işçinin tahsil ettiği alacakları ile bunların türleri ibranamede gösterilir.
    Ancak çalışma hayatı göz önüne alındığında; işçinin işten ayrılması durumunda gündeme gelmesi gereken ibranamenin, işçi işe girerken ya da çalışmaya devam ediyorken de gündeme geldiği görülmektedir. Tespit edilmesi halinde ibranameyi geçersiz hale getirebilecek olan bu durum, ibranamenin düzenlenme mantığına da uymamaktadır.
    3. TÜRK BORÇLAR KANUNUNDAN ÖNCE İBRANAME UYGULAMASI

    Türk Borçlar Kanunu öncesi ibraname uygulamasının Yargıtay içtihatlarıyla belirlendiğini söylemek gerekir. Bunun nedeni, mevzuatta ibranamenin esaslarına ilişkin hükümlerin yer almamasıdır. Yıllar boyunca ibranamelerin

    *39 İç Denetçi – Adana Büyükşehir Belediyesi,  E. İş Müfettişi
    Makale Geliş Tarihi:                 05.05.2016 Yayın Kurulu Kabul Tarihi:    05.09.2016
    de konu olduğu davaları sonuca bağlayan Yargıtay, zamanla bu konuda bir takım içtihatlar geliştirmiştir.
    Yargıtay kararları incelendiğinde, yerleşik içtihatlara vurgu yapıldığı ve ibraname konusunda temel esasların yüksek mahkemece belirlendiği görülmektedir. O nedenle, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen ibranamelerde yer alması gereken ve ibranamelerin düzenlenmesine ilişkin esaslar şu şekilde sıralanabilir:

    1. İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmiş sayılır.
    2. İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilemez.
    3. İbranamenin geçerli olup olmadığı 01.07.2012 tarihine kadar yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun irade fesadını düzenleyen 23-31 inci maddeleri yönünden değerlendirilir. İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde ibra iradesine değer verilemez.
    4. İbra sözleşmesi, varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine dair bir yol olmakla, varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesi de mümkün olmaz. Bu nedenle işveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünülemez. Savunma ve işverenin diğer kayıtlarıyla çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu kabul edilmelidir.
    5. Miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz.
    6. Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde geçerlilik sorununu ele alınır. İrade fesadı denetimi uygulanır ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılır.
    7. İşçinin ibranamede yasal haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayda yer vermesi, ibra iradesinin bulunmadığını gösterir.
    8. İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından borcun sona erdiğinden söz edilemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunmayla çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunmayla çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilir. Başka bir anlatımla ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir.

    4. TÜRK BORÇLAR KANUNUNDAN SONRA İBRANAME UYGULAMASI

    Türk Borçlar Kanununun ilgili maddesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten itibaren ibranamelerin kanunun 420nci maddesindeki esaslara göre düzenlenmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarının da bu tarihten itibaren değiştiği ve belirtilen tarihten sonraya ait ibranamelerin kanun metni uyarınca değerlendirildi görülmektedir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 420nci maddesinde “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dahil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.” Hükmü yer almaktadır.
    İbra sözleşmelerinin yani ibranamelerin hangi şartları taşıması gerektiği açık bir şekilde belirlendiği için, bundan böyle düzenlenecek ibranamelerin bu madde hükümlerine göre düzenlenmesi önem arz etmektedir.

    5. İBRANAMEDE OLMASI GEREKEN ESASLAR

    Kanun metnini incelediğimizde, ibranamenin sıhhati için bazı şartların arandığı görülmektedir. İbranamelerin dava konusu olması halinde geçersiz kabul edilmemesi için aşağıda yazılı hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir:

    1. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesi yazılı olmalıdır.
    2. Sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık süre geçtikten sonra ibraname düzenlenmiş olmalıdır.
    3. İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    4. Ödeme noksansız yapılmalıdır.
    5. Ödeme banka aracılığıyla yapılmalıdır.

    6. KANUNDA BELİRTİLEN ŞARTLARI TAŞIMAYAN İBRANAMELERİN DURUMU

    Türk Borçlar Kanununun ibra sözleşmelerine ilişkin düzenlemesinden sonra düzenlenecek ibranamelerin, kanun metninde belirtilen şartları taşıması gerekmektedir. Bundan böyle düzenlenecek ibranamelerde, Yargıtay’ın önceki döneme ait yerleşik içtihatları ile birlikte Türk Borçlar Kanunu dikkate alınmalıdır.
    Bu şartlara uymayan; örneğin yazılı olarak düzenlenmemiş ya da işçinin işten ayrılmasını müteakip bir ay beklemeden düzenlenmiş ya da ibra konusu alacağı türünün ve miktarının açıkça belirtilmediği bir ibraname geçersiz kabul edilecektir. Bunlar ibraname yerine makbuz niteliği taşıyacaklardır.

    7. İBRANAME DÜZENLEME ESASLARINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

    1. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin12/11/2014 tarihli kararı (Esas: 2014/12335, Karar:  2014/20774)

    “…İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420nci maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.…”

    1. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin17/06/2015 tarihli kararı (Esas: 2014/6695, Karar:  2015/22093)

    “…İbranamenin incelenmesinde, imzanın olması gereken yerde değil de en altta olduğu, metinle imza arasında olağandışı boşluk bulunduğu ibranamenin genel ve matbu nitelikte olduğu, ad soyad ve çalışma tarihleri kısımlarındaki boşlukların tükenmez kalemle elle doldurulmasına rağmen ibranamenin düzenlenme tarihinin kaşeyle yazıldığı, “ödenen Bedel: 5850 TL (beşbinsekizyüzelli) Kıdem Tazminatı” ibaresinin el yazısıyla eklendiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar doğrultusunda davacıya boş kağıda imza attırıldığı, gerisinin sonradan doldurulduğu izlenimi uyanmıştır.…”

    1. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin29/09/2014 tarihli kararı (Esas: 2014/21843, Karar:  2014/28398)

    “…Somut olayda mahkemece davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti talepleri kısmen kabul edilmiş ise de, dosyada bulunan, irade fesadıyla alındığı iddia ve ispat edilmeyen ibranameye göre davacının fesih tarihi itibariyle davaya konu fazla çalışma ve hafta tatili alacakları yönünden işvereni ibra ettiği görülmektedir. Davalı işveren de savunmasında davacıya fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini savunmuş olup, savunma ibranameyle çelişmemektedir. Bu durum karşısında ibranameye itibarla davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.…”

    1. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin26/11/2015 tarihli kararı (Esas:

    2014/18871, Karar:  2015/32387)
    “…Somut olayda, her ne kadar davacı işçi davalı işyerinde çalıştığı döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini ileri sürmüş ise de davalı tarafından ibraz edilen 10.06.2005-14.11.2011 tarihleri arasındaki çalışma süresini kapsayan 15.11.2011 tarihli ibranamede davacı 5.344,42 TL kıdem tazminatı, 1.317,73 TL ihbar tazminatı aldığını beyan etmekte olup ibraname içeriğine ve ekinde bulunan kıdem tazminatı bordrosundaki imzaya itiraz edilmiş değildir. Bu durumda davalı şirket tarafından yapılan kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin miktar mahsup edilmelidir. Eksik incelemeyle verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.…”

    8.  SONUÇ

    İşçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesi sona erdikten sonra gündeme gelen ibraname bir tür ibra sözleşmesi olup esasları Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. 2012 yılında yapılan bu düzenleme öncesinde ise ibranameler ilişkin temel kurallar Yargıtay içtihatlarıyla belirlenmiş bulunmaktaydı.
    Düzenlenecek ibranamelerin Türk Borçlar Kanunundaki temel şartları muhakkak taşıması gerekmektedir. Bunlardan bir tanesinin eksikliği bile ibranameyi geçersiz kılacak ve düzenlenen bu belgeyi bir makbuza dönüştürecektir.
    İbranamelerin yazılı olarak ve işçinin iş akdinin sona ermesinden itibaren en az bir ay bekledikten sonra düzenlenmesi, işçinin alacaklarının türünün ve miktarının kesin olarak belirtilmesi ve işçiye ödemenin noksansız olarak banka aracılığıyla yapılması ibranamenin geçerliliği açısından önem arz etmektedir.

    KAYNAKÇA

    T.C. Yasalar (10.06.2003). 4857 sayılı İş Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (25134 sayılı)
    Ek

    İBRANAME

    İşverenin

    Unvanı                              

     

    Adresi

     

    SGK Sicil No

     

    İşçinin

    Adı Soyadı

     

    T.C No

     

    İkametgah Adresi

     

    Telefon Numarası

     

    Banka IBAN No

     

    Ödemenin Türü

    Brüt Tutar (TL)

    Net Ödenen (TL)

     

    Kıdem Tazminatı

     

     

     

    İhbar Tazminatı

     

     

     

    Yıllık İzin Ücreti

     

     

     

    Ücret / Maaş Alacağı

     

     

     

    Fazla Çalışma

     

     

     

    Hafta Tatili Çalışması

     

     

     

    İkramiye

     

     

     

    ……

     

     

     

    ……

     

     

     

    ……

     

     

     

    İşyerinde çalışmaya başladığım …./…./…….. tarihinden, işten ayrıldığım tarihe kadar yapmış olduğum çalışmalarımın karşılığında hak ettiğim ve yukarıda kalemler halinde gösterilen yasal haklarımın karşılığı olan miktarda parayı aldım. Yukarıda belirtilen bilgiler ile banka hesap numarası doğru olup bana aittir.
    Yukarıda kalemler halinde gösterilen ve toplam tutarı ……………………………. TL olan tutar tarafıma ödenmiş olup işveren-
    den her hangi bir alacağım kalmamıştır. Bundan böyle maddi ya da manevi başkaca bir talepte bulunmayacağım beyanıyla birlikte işverenimi ibra ederim.…./…../..….

    İmza
    İşçi
    Adı Soyadı
    T.C No

     

     

     

     

     


    kaynak ismmmo mali çözüm 

     

İletişim Bilgisi

  1. IBOSB Birlik San. Sit.
    Birlik 1 İş Merkezi
    No : 5 Kat : 4/63
    Beylikdüzü / İSTANBUL
  2. 0212 875 11 41
    0532 594 34 91
info@altanmusavir.com
 İletişim Formu

Bizlere ulaşabilmeniz için lütfen yandaki formu tıklayarak gerekli alanları doldurunuz...